Arbitraj: Kısa dönemli fonların yatırıldığı alandan alınıp başka bir alana kaydırılmasıdır.
Atıl Para: Para piyasasının dışına çıkarak kullanılmayan paradır.
Amortisman Karşılıkları: Sermaye mallarının zaman içinde aşınma, eskime, yıkıma uğrama gibi nedenlerden elden çıkmasına karşılık olarak ayrılan pay.
Aracı Kurum: Sermaye piyasası faaliyetinde bulunmak üzere Sermaye Piyasası Kurulu tarafından aracılık yetkisi verilmiş anonim ortaklıklardır.
Ayı Piyasası: Gelecek hakkında karamsarlığın ve fiyatların düşeceği beklentisinin hakim olduğu piyasalardır. Bu piyasalarda kişiler ellerindeki hisse senetlerini gelecekte daha düşük fiyattan satın alabilecekleri düşüncesi ile satarlar.
Alonj: Bono, çek veya poliçenin arka yüzüne işlem yapmak için yer kalmadığı zaman, yapılacak işlemler için bono, çek veya poliçeye eklenen kağıt parçası.
Akseptans (Kabul): Bir poliçeyi ödeyecek kişinin poliçe bedelini vadesi geldiği zaman ödeyeceğini imza yoluyla taahhüt etmesidir.
Acenta: Acentalık sözleşmesi çerçevesinde, faaliyet gösterdikleri mahalde, sadece sermaye piyasası araçlarına ilişkin alım ve satım emirlerinin aracı kuruma iletilmesine ve gerçekleşen emirlerin tasfiyesine aracılık eden gerçek kişi veya ticaret şirketleridir.
Açık Arttırma: Alıcılar arasında rekabet yaratmak suretiyle, satın alınacak nesneye en yüksek fiyatı verecek alıcıyı bulmak için uygulanan bir satış yöntemidir. Açık artırma ile elde edilecek hasılat, yaşanan ekonomik koşullar ile doğru orantılı olup, ekonomik genişleme dönemlerinde yüksek fiyatlara alıcılar bulunurken, ekonomik daralma dönemlerinde bunun tersi olmaktadır.
Açık Finansman: Açık finansman, devletin kasıtlı olarak harcamaları gelirlerden daha yüksek bir düzeyde tutma durumudur. Bütçe açığının yapılan borçlanmalarla kapatılması biçiminde ortaya çıkan bu yöntem, istihdamı artırmak ve ekonomik hayatı canlandırmak için uygulanır.
Açık Kabul: Düzenleyenin imzasının bulunmadığı bir poliçenin, muhatap tarafından kabul edilmesidir. Muhatabın poliçeyi satın alıp imzalaması ile poliçe geçerlilik kazanır.
Açık Kredi: Müşteriye duyulan güven nedeniyle, sadece bir imza karşılığı açılan kredidir. Açık kredi uygulamasında, kefalet veya teminat istenemez. Açık krediden yararlanan kişi alacaklıya karşı, yasalara göre tüm mal varlığı ile sorumludur.
Alacak Senedi: Bir kişinin (gerçek ya da tüzel) diğer bir kişiden alacağı olduğunu belirten hukuki belgedir. Başlıca alacak senetleri şunlardır: a) adi alacak senetleri (tüccar olmayan kişiler rasında düzenlenen ve Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olmayan senetler); b) ticari alacak senetleri (bono, çek, poliçe, fatura, konşimento, havale senedi, makbuz senedi, vb.); c) resmi alacak senetleri (devlet tahvilleri, hazine bonoları, vb.)
Alım Kuru: Dövizin para otoriteleri tarafından saptanan alış fiyatıdır. Türkiye'de efektif ve efektif olmayan dövizler için farklı alış kurları uygulanmaktadır.
B
Bilanço: Bir şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu, dönem sonunda hazırladıkları (31 Mart, 30 Haziran, 30 Eylül ve 31 Aralık) ve yayınladıkları tablolardır. Şirketin portresini çizen bu tablolar muhasebe dilinde "t tablosu" olarak adlandırılır.
Banka Kredileri: Banka Kredileri Banka ve özel finans kuruluşlarından sağlanan, vadeleri bir yıldan kısa olan borçların kaydedildiği kalemdir.
Borsa: Sermaye Borsaları, menkul kıymetlerin ticaretinin yapıldığı kurumsal piyasalardır. Bir piyasadır, çünkü menkul kıymetlerin ticaretinin yapıldığı yerlerdir. Kurumsaldır, çünkü kendine özgü kuralları ve standartları vardır. Borsalar, sadece hisse senetleri için değil, başka tür emtiaların (ticari malların) ve enstrümanların da ticaretinin yapıldığı yerlerdir. Örneğin bono ve tahviller genellikle menkul kıymetler borsalarının içerisinde ticareti yapılageldiği halde, döviz ticareti için döviz borsaları veya mal ticareti için emtia borsaları vardır.
Büyüme: İktisadi bir sistemin, ekonomik ve toplumsal yapısında nitelik ve nicelik bakımından yoğun bir süreç içerisinde gerçekleşen değişim ve gelişmelerin tümüdür.
C
Cari Kur: Döviz piyasalarında günlük döviz alım-satımıyla oluşan kur anlamına gelmektedir. Gerçek kur dolarakta ifade edilir.
Cari Varlıklar: Satılabilir pay senedi ve tahviller, alacaklar, stoklar, kasa ve öteki döner varlıklardın oluşan bütün.
Çapraz Kur: Bir ulusal paranın dışında iki yabancı paranın birbiri karşısındaki değiştirilme oranıdır
Ciro: Hak sahibi tarafından değerli evrakın arkasına atılan bir imza veya yazılan bir ifade ile sözkonusu evraktan doğan hakların başkasına devredilmesini sağlayan işleme verilen addır. Ayrıca iş hacmi (turnover) anlamınada gelmektedir. Döner sermaye miktarı x devir sayısı olarak formüle edilmiştir.
D
Deflasyon: Enflasyonun tersi. Genel fiyat düzeyleri düşerken ulusal gelir, üretim ve istihdamın da düşmesidir.
Dış Denge: Bir ekonominin dışalım ve dışsatım sonucunda ödemeler bilançosunun açık verip vermemesidir. Dış denge, milli gelir, döviz kuru ve döviz sınırları değişkenlerine bağlıdır.
Döviz Borsası: Döviz arz edenlerle döviz talep edenlerin karşılaştıkları, ulusal paraların birbirlerine çevrildikleri standartlaştırılmış piyasalar.
Döviz Kuru: Yabancı Dövize olan arz ve talep doğrultusunda oluşan ve bir birim yabancı para miktarının satın alabileceği ulusal para miktarıdır. Döviz kurunun, uluslararası fiyat ve üretim maliyetlerini karşılaştırılabilmek için bilinmesi şarttır.
Denge Fiyatı: Piyasalarda arz ve talebin birbirlerine eşitlendiği fiyat düzeyidir.
Döviz Kredileri: Belirli bir döviz cinsinden ve/veya döviz cinsine bağlı olarak kullanılan krediler.
Döviz Kuru Sistemleri: Döviz kuru sistemleri, sabit döviz kuru ve dalgalı döviz kuru sistemleri olarak ikiye ayrılırlar.
Döviz Paritesi: Devletin, ulusal para ile yabancı para arasında belirlediği fiyattır.
E
Enflasyon: Günlük deyimde "genel fiyat seviyesindeki yükselme eğilimi" olarak bilinmesine karşın, ekonomide eğilimin nasıl hesaplanacağı tartışılmaktadır. Devlet İstatistik Enstitüsü’nün her ay açıkladığı Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) artış oranı enflasyon rakamı olarak belirleniyor. Enflasyon, talep, maliyet, ılımlı ve hiper olarak dörde ayrılabilir.
Eşel Mobil: Ücretli ve maaşlıları, hayat pahalılığı karşısında korumak amacıyla fiyat artışlarıyla doğru orantılı olarak artmasının sağlanmasıdır.
F
Factoring: Müşteri (şirket) alacaklarının factor denilen gerçek ya da tüzel bir kişi tarafından bedeli peşin ödenerek satın alınmasıdır. Mal ve hizmet satışı yapan bir ticari işletmenin vadeli alacaklarının factor denilen bir mali kuruluş tarafından alacaklıya rücu hakkı olmaksızın satın alındığı finansal hizmettir.
Faiz Ödemeleri: Bu veriler Hazine, Kamu İktisadi Teşebbüsleri, döviz pozisyonu tutan bankalar ve yurtdışından kredi alan diğer kuruluşlara ait borçların faiz ödemelerini kapsar. Bütçede eksi kalemdir.
Fonlama: Özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlama yöntemidir. Senet ihraç edilmesidir. Şirketler, borç alarak ya da özkaynaklarını kullanarak kaynak sağlarlar.
Forfaiting: Latincede alacak hakkının kayıtsız ve şartsız olarak teslim edilmesi anlamındadır. Vadeli mal ve hizmet ihracatından doğan ve belirli bir ödeme planına bağlı olarak tahsil edilecek olan alacakların daha önce bu hakkı elinde bulunduranlara rücu edilmeksizin (kayıtsız şartsız ve vazgeçilmez olarak), bir banka veya bu alanda uzmanlaşmış bir finans kuruluşu (forfaiter) tarafından satın alınarak iskonto edilmesidir. Uygulamada forfaiting işlemi daha çok yatırım mallarını kapsamaktadır. 1950’li yıllarda ABD ve Avrupalı ülkelerin SSCB ile dış ticaretlerinde doğdu. Uzak Doğu ve Latin Amerika ülkelerinde yaygınlaştı.
Fesih: Ortaklık faaliyetlerinin esas sözleşme şartlarına bağlı olarak ya da kanunlarda belirtilen şartlardan birinin gerçekleşmesi halinde sona erdirilmesidir. Sözkonusu durum gerçekleştiğinde Ortaklık hisse senetleri Borsa kotundan da çıkarılır.
Faiz Farkı: Sözlük anlamı; kambiyo alış ve satış fiyatları arasındaki fark, ek faizdir. Bu ifade, aracı kurum ve bankaların eşleme işlemi ile, ters repo yoluyla alınan menkul kıymetlerin, düz repo yoluyla fonlanması ile iki işlemin getiri ve götürüsü arasında oluşan, kar yaptığı aralığı (spread) da ifade etmektedir.
Finans Sektörü: Bir ekonomide, iktisadi faaliyetlerin finansmanında rol oynayan tüm kurumların içinde yer aldığı sektördür. Mali sektörü oluşturan temel kurumlar; bankacılık sistemi, sosyal güvenlik sistemi, sigorta şirketleri, toplu tasarruf kuruluşları ve kredi kooperatifleri, sermaye piyasası ve örgütlenmemiş kredi piyasasıdır.
Finansal Borçlar:
Finansal Borçlar Finansal borçlar, yatırım ortaklıklarının finansal kuruluşlardan temin etmiş oldukları borçların anapara geri ödemelerinin ve tahakkuk eden faizlerinden vadeleri bir yılın altında olanların kaydedildiği kalemlerdir.
Finansal Borçlar-Aktifler Oranı (FBA): Şirketlerin toplam kaynakları içerisinde finansal borçların ağırlığını göstermekte olan bu oran, şirketler için risk göstergesi olarak kullanılabilinecek oranlardan biridir.
Diğer borç kalemlerine nazaran piyasa koşulları üzerinden faiz maliyeti ile edinilebilen finansal borçların zaman içerisinde aktifler içerisindeki ağırlığının artması, şirketlerin hem risklerinin arttığı, hem de faiz giderlerinin artması sonucu karlılıklarının azaldığı anlamına gelmektedir.
Finansal Kiralama: Bir yatırımcı ile bir leasing şirketi arasında yapılan sözleşme gereğince, yatırımcının seçmiş olduğu yatırım malının leasing şirketince kiralanarak, belirli bir kira karşılığında yatırımcının kullanımına sunumunu sağlayan finans metodudur. Kiralanan malın mülkiyeti sözleşme müddetince, leasing şirketindedir.
Finanslama: Üretim, yatırım ve satış faaliyetlerinin yapılması için gerekli parasal değerlaerin sağlanması, ödenmesi gibi para bulma ve kullanma etkinliklerinin tümüdür. Özel sektör bu faaliyetleri, bankalar ve finans kuruluşlarından sağladığı fonlar yardımıyla gerçekleştirirken; kamu sektöründe ise dış borçlanma, emisyon, menkul kıymet ihracı gibi kaynaklardan sağlanan fonlardan yararlanılmaktadır.
G
Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH): Bir ulusal ekonomide belirli bir dönem içinde (genellikle bir takvim yılında), üretilen mal ve hizmet değerlerinin toplamıdır.
I-İ
IMF (Uluslararası Para Fonu): Uluslararası ticaretin gelişmesi, tam istihdam, gelişim hızının artırılması, sabit kur sisteminin gerçekleşmesi, kurlarda kararlılığın sağlanması, tek yönlü devalüasyonu önlemek ve ödemeler dengesi sorunlarını çözmek, kredi sağlamak gibi çok amaçlı kurulmuş bir örgüttür.
İç Borçlar: Hükümetin ülke sınırları içinde kişi ve kurumlara ulusal para cinsinden borçlanmasıdır. Bu borçlanmanın iktisadi niteliği, satın alma gücünün özel ve kamusal kesimler arasında el değiştirmesidir. İç borçlanmada ülkenin kullanabileceği kaynaklara bir ek söz konusu değildir. Devlet, en yaygın yöntemle halka ve kurumlara sattığı kağıda +bağlı bono, tahvil ve kağıda bağlı olmayan yöntemlerle borçlanabilir. İç Borçlanma; kısa-uzun vadeli, teminatlı-teminatsız ve zorunlu-gönüllü olarak üç gruba ayrılabilir.
İflas: Şirketin borçlarını ödeyemez duruma düşmesi nedeniyle faaliyetlerinin sona erdirilmesidir.
İpotek: İpotek, herhangi bir borca karşılık teminat olan taşınmaz mal yani gayrimenkuldür. Taşınabilir mallara ipotek konulamaz. Bir taşınmazın rehni için tapu kaydının olması şarttır. Bir taşınmazın ipoteği için rehin sözleşmesi ve tescil gereklidir. Taşınmaz mallara birden çok ipotek işlemi yapmak mümkündür.
İpotekli Borç Senedi: İpotekli borç senedi, gayrimenkul ipoteği ile temin edilmiş kişisel alacak karşılığında verilen senettir. Bu tür senetler kıymetli evrak sayılırlar ve elden ele dolaşabilirler. İpotekli borç senedi, alacaklısına yalnızca gayrimenkulü hedef alan bir talep hakkı vermektedir.
İş Piyasası: İş piyasası, emek talep eden girişimci ile emek sunan işgücünün karşılaştığı piyasadır. Böylece, ücret seviyesi belirlenir.
K
Kar Transferi: Türkiye’de yatırım yapmış olan yabancıların söz konusu yatırımlardan elde ettikleri gelirlerin yurtdışındaki şirketlerine aktarmasıdır.
Konvertibilite: Ulusal paranın, dış ticaret gereksinimlerinin karşılanmasında, resmi bir rakamın ya da yasanın iznine gerek kalmaksızın bir başka bir ulusal paraya dönüştürülmesi ve uluslararası mübadele aracı olarak kulanılabilmesidir.
Kredi: Belirli miktardaki satın alma gücünün, belirli bir süre için ve geri verilmek üzere bir bedel (genellikle faiz) karşılığı gerçek ya da tüzelkişilere verilmesidir.
Kambiyo: Para ya da para yerine geçen belgelerin değiştirilmelerine özgü olan işlemlerdir. Para alım ve satımı ile ilgili işlemleri kapsar.
Kredi çeşitleri: Güvencesine göre teminatlı ve teminatsız; kullanıcısına göre; özel ve kamu, süresine göre; kısa ve uzun, veriliş yerine göre üretim ve tüketim; kullanım alanına göre ticari, tarım, sanayi, yapı ve orman gibi ayrılır.
Kurumsal Yatırımcı: Bireysel yatırımlardan farklı olarak yatırım fonları, yatırım ortaklıkları, sigorta şirketleri, sosyal güvenlik kuruluşları, özel emeklilik fonları, vakıflar, sendikalar ve benzeri kurumlarca yapılan yatırımlardır.
Kambiyo: Para ya da para yerine geçen belgelerin değiştirilmelerine özgü olan işlemlerdir. Para alım ve satımı ile ilgili işlemleri kapsar.
Kabul: Bir poliçeyi ödeyecek kişinin bedeli vadesi geldiği zaman ödeyeceğine dair imza yoluyla taahüt etmesidir. Muhatabın, poliçeye "kabul edilmiştir" diye yazarak imzalaması gereklidir.
Kabul Kredisi: Bir finans şirketinin, üçüncü şahsın kıymetli kağıdını garanti etmesi ve ödeme taahüdünde bulunması şartı ile verilen kredidir. Kabul kredisi, dış ticaret işlemlerde çok fazla kullanılmaktadır.
Konvertibilite: Bir ülke parasının , döviz piyasalarında başka bir ülke parasıyla serbestçe değiştirililebilmesidir.Bu değişim için gerekli özelliklere sahip paraya konvertibl para denilmektedir.Bir paranın konvertibl olabilmesi için uluslararası olarak talep edilmesi ve istikrarlı bir değere sahip olması gerekmektedir.Bir ülke parasının başka bir ülke parasıyla kısıtlama olmaksızın değiştirilmesi tam konvertibilite , bazı sınırlamalar çerçevesinde değiştirilmesi ise sınırlı konvertibilite olarak adlandırılmaktadır.
Kredi Değerliliği: Kredi talebinde bulunan firmaya kredi verilip verilmeyeceği için yapılan istihbarat ve değerlendirme sonrası varılan sonuca kredi değerliliği denilmektedir
L
Leasing (Finansal Kiralama): Firmaların ticari ve sınai faaliyetlerini gerçekleştirebilmek için gereksinim duydukları duran varlıkları satın almak yerine belirli kira ödentisi karşılığında kullanım olanağı tanıyan ve banka kredilerine alternatif olarak doğan orta dönemli finansman yöntemidir. Bu yöntem, 1930’lu yıllarda Dünya Ekonomik Krizi’ndeki finansman zorluğu ve 2. Dünya Savaşı sonrasında teknolojik gelişmelerin yenileşme ve modernleşme harcamalarına çözüm olarak geliştirildi. Türkiye’de de 1985’ten başlayarak daha çok KOBİ’ler tarafından kullanılmaktadır.
Likidite: Kişilerin ve firmaların ellerinde veya hesaplarında mevcut bulunan , kullanılmaya hazır satın alam gücüne likidite denilmektedir.
Likidite Oranı: Bir işletmenin kısa süreli borçlarını ödeyebilme kabiliyetidir.Likidite oranı birin üzerinde ise kısa süreli borç ödeyebilme kabiliyetinin arttığını ; bire eşit ve altında ise , bu yetinin azaldığını göstermektedir.
Likidite Varlıklar: Bir işletmenin büyük bir değer kaybına uğramaksızın kısa süre içinde nakite dönüştürebileceği varlıkların tümüdür.İşletmenin veya kişinin sahip olduğu en likit varlık paradır.Devlet tahvilleri de istenildiği anda paraya çevirebilir.İşletmenin sahip olduğu fabrika , makina vb malların likiditesi düşüktür.
M
Mali Tablolar: Türk Vergi Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kanunu’nca bazı şirketler için zorunlu olarak tutulan, şirketin dönemsel faaliyetleri sonucu hazırlamak ve yayınlamak (halka açık şirketler, aracı kurumlar vb.) zorunda oldukları ve ilgili şirketin performansını gösteren, standartlaştırılmış muhasebe kayıtlarıdır. Başlıcaları bilanço, gelir-gider tablosu, satılan malın maliyeti, kar dağıtım, fon ve nakit akım tablolarıdır.
Maddi Sermaye: Arsa , bina , makina , alet gibi elle tutulup , gözle görülebilen sermaye unsurları maddi sermaye unsurlarıdır.
Menkul Mallar: Menkul mallar, bir yerden başka bir yere taşınabilen mallardır.
N
Net Dönem Karı (Zararı): Net Dönem Karı (Zararı) Sigorta şirketlerinin cari dönemdeki tüm gelir ve giderleri ile, vergi karşılıkları hesaplandıktan sonra bulunan ve finans dilinde vergi sonrası net dönem karı olarak adlandırılan kar tutarıdır.
Net Faiz: Gayrisafi faiz tutarından, vergiler, komisyonlar ve diğer masraflar çıkartıldıktan sonra kalan tutardır.
Net Kar Payı Gelirleri: Net Kar Payı Gelirleri Özel finans kurumlarının kar payı getirili aktiflerinden elde ettikleri kar paylarının, kar payı ödemeli kaynaklarından dolayı oluşan kar payı ödemelerini aşan kısmı özel finans kurumlarının net kar payı gelirini oluşturmaktadır.
O-Ö
Opsiyon: Belirli bir süre içerisinde, belirlenmiş bir fiyattan bir mal veya menkul kıymeti alma ya da satma hakkına verilen addır. Opsiyon hakkı, alım opsiyonu (call option) ve satım opsiyonu (put option) olarak ikiye ayrılır. Piyasa fiyatı belirlenmiş olan fiyatı aşmış ise, alım opsiyonu sahibi; fiyat düşmüş ise stım opsiyonu sahibi hakkını kullanır.
Opsiyon Sözleşmesi: Belli bir miktarda malı, menkul kıymeti veya finansal aracı daha önceden belirlenmiş belli bir fiyattan ve belirli bir tarihte alma veya satma hakkını tanıyan anlaşmadır.
Ortalama Maliyet: Toplam değişken maliyetlerle toplam sabit maliyetler toplamının, üretim miktarına bölünmesiyle elde edilen tutardır. Kısa dönem ortalama maliyeti ve uzun dönem oratalam maliyeti olarak ikiye ayrılır. Kısa dönem ortalama maliyetleri genellikle uzun dönem ortalama maliyetlerinin üzerindedir.
Özsermaye: Öz sermaye Yatırım ortaklıkları sahiplerinin (ortakların, senet sahiplerinin) şirketlerdeki paylarına öz sermaye denir. Öz sermaye, ortakların sermaye olarak şirkete koydukları fonları, faaliyetleri sonucu ortakların hakettikleri fakat şirket bünyesinde bıraktıkları karları (yedekler, net dönem karı, geçmiş yıl karları) ve şirketin sahip olduğu varlıkların yeniden değerlenmesi sonucu oluşan değerlerin toplamını göstermektedir. Öz sermayenin sermayeden farkı, öz sermayenin şirkette bilançonun düzenlendiği tarihte şirketin aktiflerinden borçların düşülmesi ile ortaklara kalan net tutarı göstermesidir.
Özkaynaklar: Özkaynaklar, ortakların sermaye olarak sigorta şirketlerine koydukları fonların, sigorta şirketlerinin faaliyetleri sonucu ortakların hakettikleri fakat şirket bünyesinde bıraktıkları karların (yedekler) ve şirketin sahip olduğu varlıkların yeniden değerlenmesi sonucu oluşan değerlerin toplamını göstermektedir.
Özvarlık: İşletmenin sahip olduğu, sermaye olarak ayrılmış fonların tümüne verilen addır. Özsermayeden zararın çıkartılması ile elde edilir.
P
Para: Mal ve hizmetlerin değişim aracı. Ekonomide madeni, banknot para birimlerinin yanı sıra vadesiz mevduatlar ve kredi kartları da para unsurları içinde sayılır. Değişim aracı, değer ölçütü ve saklama işlevi vardır. Vadeli mevduat, devlet tahvili gibi değişim araçları da para benzeri olarak değerlendirilir.
Para Arzı: Para stoku anlamında da kullanılır. Belirli bir anda ekonomide dolanımda bulunan ve para olarak kullanılan araçların toplamıdır.
Para Piyasası: Kısa vadeli fon (kredi) arz ve talebinin karşılaştığı, genellikle merkez bankaları tarafından yönlendirilen piyasalardır.
Para Politikası: Bir ülke ekonomisindeki para arz hacmini değiştirmeye yönelik politikalar bütünüdür. Uygulama yöntemleri arasında Merkez Bankası’nın senetleri nakite çevirdiği açık piyasa müdahalesi, banka işlemleri ve kredi tavanının değiştirilmesi sayılabilir. Para politikaları deprasyonda yetersiz kalır.
Piyasa: Bir malın alıcı ve satıcısının buluştukları yerdir. Burada para vererek mal ve hizmet talebinde bulunan alıcılar ile, para karşılığı mal ve hizmet sunan satıcılar birbirleriyle kolaylıkla ilişki kurabilirler.
Poliçe: Alacaklı olan bir kişinin borçlusuna borcunu ödemesi için yazı yoluyla yolladığı ödeme emridir. Poliçe bir kredi aracıdır. Paranın transferini sağlar. Aynı zamanda bir tür paradır.
R
Reel Sektör (Reel Kesim): Ulusal ekonomide tarım, sanayi ve hizmetler ana sektörlerinde üretici ve tüketici konumundaki bireylerin tümünü temsil eden kesimdir. Bu kesimin gerçekleştirdiği tasarruflar finansal kesim tarafından toplanır ve tekrar reel kesime kullandırılır.
Reel Gelir: Gelirin belirli bir dönemdeki satınalma gücüdür. Nominal gelirin fiyat endeksine bölünmesi ile bulunur.
Resmi Döviz Kuru: Kamu otoriteleri tarafından belirlenen döviz kurudur. Resmi döviz kurunun piyasa döviz kurunun altında olması ithalatı teşvik eder, ihracatı ise engeller.
S
Sabit Döviz: Belirli bir ülkenin ulusal parasının, belli bir parite üzerinden konvertibl (Konvertibilte) bir dövize bağlanarak değerinin ayarlanmasıdır.
Satın Alma Gücü Paritesi (SGP) : Ülkeler arasındaki fiyat düzeyi farklılaşmasını ortadan kaldıran para birimi dönüştürme oranıdır. Eldeki toplu bir para parite oranı ile farklı bir para birimine dönüştürüldüğünde, tüm ülkelerde aynı sepetteki mal ve hizmetler satın alınabilir. SGP ülkeler arasındaki fiyat farklılıklarını yok ederek, ulusal para birimlerini birbirlerini dönüştüren orandır.
Serbest dalgalanma (Free float): Serbest dalgalanan kur sisteminde ülke parasının değeri piyasa tarafından belirlenmektedir. Döviz piyasasına yapılan müdahaleler, kurların istenilen düzeyde oluşmasını sağlamak yerine, bu piyasadaki gereksiz dalgalanmaları önlemek ve değişimleri daha ılımlı hale getirmek için yapılmaktadır. Bu sistemde para politikası, daha etkin hale gelmekte ve ülkenin tutması gereken uluslararası rezerv miktarı azalmaktadır. Serbest dalgalanan döviz kuru sisteminden kaynaklanan olumsuzluk ise, dış ekonomik ilişkilerde belirsizlikleri ve riskleri artırması nedeniyle kaynak dağılımını olumsuz etkilemesidir.
Serbest Döviz: Konvertibl ulusal para. Yurtiçinde başka ulusal paralara tahvili serbest olup, yurtdışına transferlerine çeşitli sınırlar konmuş olabilir.
Sermaye Piyasası: Genellikle uzun vadeli fon ihtiyaçlarının karşılandığı ve Hazine tarafından kontrol edilen piyasadır.
Sabit Kur Sistemi: Döviz kurunun hükümet tarafından belirlendiği, olabilecek dalgalanmalara izin verilmeyen, döviz kurlarının sabit tutulduğu sistemdir. Sabit kur sistemi, altın para sistemi ve kontrollü kambiyo sistemi olarak sınıflandırılır.
Satış Vergileri: Harcamalar üzerinden alınan bir tür dolaylı vergidir. Genel satış vergileri ve Özel satış vergileri olarak ikiye ayrılır. Genel satış vergileri, üretim esnasında mallar el değiştirirken alınırlar. Özel satış vergileri ise tüketim esnasında alınan vergilerdir.
Serbest Piyasa Ekonomisi: Ekonomik faaliyetlerin tam rekabet şartlarında serbestçe yapılabildiği, arz ve talebin temel belirleyici kabul edildiği, ekonomik sorunların fiyat mekanizması ile çözülmeye çalışıldığı ekonomidir.
Sermaye Piyasası Kurulu: Türkiye'de sermaye piyasasını düzenlemek için çıkartılan 30 Temmuz 1981'de yürürlüğe giren sermaye piyasası kanunuyla kurulan merkezi Ankara'da bulunan kamu tüzel kişisidir.
Sigorta: İleride olabilecek her türlü olay ve risk karşısında doğacak hasar ve zarara karşı önceden sağlanan teminat ve telafi olanağıdır. Sigorta sözleşmesi ile gerçekleştirilir. Sigortacı, sigorta yaptıran kişi, sigorta menfaati, sigorta tazminatı, riziko sigorta sözleşmesinin unsurlarıdır.
Spesifik Vergi: İthal edilen maldan, malın ağırlığı, sayısı, adedi gibi fiziki ölçüler üzerinden alınan gümrük vergileridir. Spesifik vergiler ithal edilen malın niteliğini göz önüne almadığı için bazı olumsuz yanları vardır. Bu yüzden, spesifik vergi giderek daha az kullanılmaktadır. genellikle nitelik farkının önemli olmadığı mallar için kullanılırlar.
Şüpheli Alacaklar: İşletmenin alacakları arasında bulunan fakat tahsil edilme şansı çok az olan alacaklardır.
T
Tahvil: Anonim şirketlerin kaynak bulmak amacıyla Ticaret ya da Sermaye Piyasası kanunlarına göre, itibari kıymetleri eşit ve ibareleri aynı olmak üzere çıkardıkları borç senetidir.
Takipteki Alacaklar: Takipteki Alacaklar (Net) Tahsil edilmesi şüpheli duruma gelmiş çeşitli alacak kalemlerinin ve bunlar için ayrılmış olan karşılıkların (böylece bankalar bu tutarları gider olarak gösterebilmektedirler) kaydedildiği kalemdir.
Taksitli Satış: Mal teslim edildikten sonra, önceden belirlenmiş tarih ve miktarda ödeme yapılması şartıyla yapılan satıştır. Taksitli satışlarda müşteri genellikle belirli bir kısmı peşin öder.
Tam Rekabet Piyasası: Bir mal için sadece arz ve talep tarafından belirlenmiş bir fiyatın bulunduğu ve geçerli olduğu piyasalardır. Tam rekabet piyasalarında, çok sayıda alıcı ve satıcı bulunur. Mallar homojendir. Alıcı ve satıcılar rasyonel davranırlar ve alternatifler hakkında bilgiye sahiptirler. Piyasaya giriş çıkış serbestliği vardır.
Temerrüt: Ödemede aksatma, hata.
Temerrüt Faizi: Ödemede aksatma, hata nedeniyle oluşan faiz yükümlülüğü
Ticari Kazançlar: Gerçek kişilerin ticaret ve sanayi faaliyetlerinden sağladıkları para veya parayla ölçülebilen menfaatlerdir. Mal alım satımı, elde edilen ürünün satışı, hizmet gibi faaliyetler ticari faaliyetlerden bazılarıdır.
TEFE: Toptan Eşya Fiyat Endeksi. Enflasyon rakamı olarak alınır.
Tezgah Üstü Piyasa (Over The Counter-OTC): Değerli evrakların ticaretinin yapıldığı standardize edilmemiş piyasalardır.
TÜFE: Tüketici Fiyat Endeksi
U-Ü
Uzun Vadeli Borçlar: Bulunduğu hesap döneminden daha ileri bir tarihte ödenecek olan, çoğunlukla bir yıldan önce ödeme zorunluluğu olmayan borçlardır.
V
Vade: Borçlu olan kişiye borcunu ödemesi için verilen süredir. Bir borç veya senedin ödeme gününe de vade denilmektedir.
Vadeli Döviz İşlemleri: Dövizin gelecekte belirli bir tarihte, sabit bir fiyat üzerinden alınıp satılacağına dair yapılan sözleşmeye dayanan döviz işlemleridir. Vadeli döviz işlemleri genellikle, üç ve altı aylık vadelerle yapılırlar.
Vadeli Döviz Piyasası: Dövizin gelecekte belirli bir tarihte, sabit bir fiyat üzerinden alınıp satılacağına dair sözleşmelerin yapıldığı döviz piyasasıdır.
Vadeli Piyasalar: Gelecekteki belirli bir tarihte, daha önceden belirlenmiş sabit bir fiyat üzerinden mal ve hizmetlerin alım-satım işlemlerinin yapıldığı piyasalardır.
Valör: Bankaya yatırılan paraya uygulanacak olan faizin başlama tarihini belirten terimdir. Valör terimi genellikle, kredi işlemlerinde kullanılır. Valör, bankadan çekilen paralarda, paranın çekildiği gün; bankaya yatırılan paralarda ise, takip eden gün olarak kabul edilmektedir.
Sözlük anlamı değer olan bu kelime; piyasada geçerli işlem tarihini (hesaplamalar için kullanılacak değerini) ifade edecek şekilde kullanılmaktadır.
Vekaletname: Bir kişiye başka bir kişi adına hareket etme yetkisini veren belgedir. Vekaletname, oy kullanma hakkını da tanımaktadır.
Vergi Beyannamesi: Beyan ile ilgili vergilerde, vergi mükellefinin kimliği, verginin konusu, miktarı, matrahı gibi vergi hesaplanmasında kullanılan bilgilerdir.
Vergi Konusu: Dolaylı veya dolaysız olarak verginin kaynağını oluşturan ekonomik faktörlerdir. Bu konuyu bir mal, sermaye, kıymet ya da muamele oluşturabilir.
Vergi Matrahı: Vergi matrahı, vergi borcunun hesaplanmasında vergi oranının uygulanabileceği iktisadi veya teknik unsurlardır.
Y
Yatırım: Belirli bir ülkede, belirli bir dönemde ekonomideki üretim araçlarına yapılan harcamalar yani ülkedeki mevcut sermaye stokun yapılan ilavelerdir. Ekonomideki yatırım harcamaları sermaye mallarına yapılan harcamalar, inşaat ve hammaddelere yapılan harcamalar ve yarımamul ve mamullere yapılan harcamalr şeklinde gruplanabilir.
Yatırım Kredisi: İşletmenin kuruluşu aşamasında, sabit değerlerin alımı ve bunların değerlendirilmesi için alınan kredilerdir. Bu krediler, işletme faaliyete geçip kar etmeye başladıktan sonra geri ödenmek üzere alınırlar.
Yeddi Emin: Hukuki bakımdan anlaşmazlık konusu olan bir malın muhafazasının, korunmasının, bakımının ve yönetiminin huhuken teslim edildiği kişidir.
Yumurtak Borç: Cari faiz haddinin oldukça altında veya hiç faiz ödemeden alınan kredidir. Dünya Bankası ve Uluslararası Kalkınma örgütü, az gelişmiş ülkelere uzun süreli sermaye projeleri için bu tip krediler verirler.